Kızılay’a gittim. Her zamanki favorim Adilhan’a gidip kitap karıştırdım. Ve yeni okumalıklar aldım.
Yeni okumalıklar eve geldi. Kütüphanedeki yerlerini aldılar.
Kızılay’a gittim. Her zamanki favorim Adilhan’a gidip kitap karıştırdım. Ve yeni okumalıklar aldım.
Yeni okumalıklar eve geldi. Kütüphanedeki yerlerini aldılar.
Bugün biraz dolaştım. Demet’e gidip öteberi aldım. Ankara’nın çok sevdiğim soğuğunu içime çektim. Çok hoştur Ankara çok severim.
Ayrıca Notos dergisine üye oldum. İlk dergim haftaya geliyor…
Zaten halihazırda Ot, Kafkaokur, AltZine okuyorum. Şimdi bir de notos ekledim. Ama iyi yaptım. Çünkü Notos’a ilerde yazı göndermeyi hedefliyorum.
Kendime koyacağım hedef Notos’ta yazı yayınlatabilmek olacak.
Belki bir gün başarırım. Ne dersiniz?
Vee Ekim ayına girdik. Artık sonbahar günden güne kendisini daha bir hissettirecek. Ekim’de Ankara’yı severim. Sonbaharda bu güzel kenti sevmemek mümkün mü? İp gibi uzayan bulvarlardaki ağaçlar yavaş yavaş sararcak ve yapraklarını dökecekler. Sarı ile kırmızının tonları yeniden caddelere hakim olacak. Ve sonbaharda bu güzel şehirde yepyeni aşklar yaşanacak..
Seni seviyorum Ankara…
01-10-2018
Ankara…
Adilhan’dan yepyeni eski kitaplar aldım yine..
Kızılay’a metro ile gittim. Uzun zamandır gitmiyordum metro ile. Yeni trenler başlamış. Eskilerden daha modernler.
Kızılay’da önce çanta tamircisi mehmet ustayı buldum. Okula kullandığım bond çantanın tamiri için.
Sonra Necatibey’deki her zamanki mağazadan yeni öğretim yılı için kıyafet alış verişi yaptım.
Sonra biraz Sakarya’da dolaştım boş boş. Adilhan’a gittim. Dükkanlarda kitap karıştırırken zaman da su gibi aktı. Kendime yeni kitaplar aldım.
Sonra paçası yapılan kotumu izmir caddesinden alıp orada bir yerde bir de öğle yemeği yedim. Her şeyin en güzeli Ankara’da yenir efendim. Sonra 220 numaralı halk otobüsüne binip evime geldim. İşte Ankara’nın Kızılay’ında bir günüm böyle geçti efendim.
Bu hafta kampa gidemedim ama iyi iş hallettim efendim.
Havaların serinlemesiyle Eylül ilk defa Ankara’da ben geldim demiş oldu. Çok severim Ankara’da sonbahar bir başka güzeldir. Zaten her mevsim de Ankara başka güzeldir. Yaşasın güzel şehir…
Evet bugün okul çıkışı Kızılay’a Adilhan sahaflar çarşısına gittim. Kendime yepyeni okumalıklar edindim. Kitaplarımın okunmuş kitap olmasını çok seviyorum. Hele sahibince ismi yazılmışsa o bana daha da hoş geliyor. Hemen ben de kendi ismimi altına bir yere yazıyorum. Daha öncekini karalamadan ve kirletmeden. İşte böyle bir Kızılay gezisi daha bize yeni okumalıklar kazandırarak son buluyor.
Bu blogu takip eden tüm takipçilere selamlarımı gönderiyorum.
Kalın sağlıcakla…
Bugün bir eğitim öğretim yılını daha bitirdik. Öğrencilere karnelerini verip gönderdik. Biz Temmuz’a kadar okula devam edeceğiz her zamanki gibi.
Bu yaz karavanım Piri ile yollarda, kamplarda ve yaylalarda olmak istiyoruz.
Karavancılığın olduğu gibi edebiyatın da dibine vuracağız inşallah.
Şimdiden yollarda ve kamplarda olanlara Ankara’mızdan selamlar olsun…
Kumrular ve güvercinler çok insancıl ve cana yakınlar. Benim de her gün bir miktar bulgur verdiğim kumru ve güvercinlerim var.
Kumru ve güvercinleri seviyorum.
Bugün bir Ekim günü… artık Ankara’ya tayinim çıktı ve iyice de alıştım. Daha sarı sarı yapraklar pek de dökülmemiş gördüğünüz gibi.
Dışarı çıkıp biraz yürüdüm. her zamanki gibi Demetevler’e gittim. Bir şeyler yedim. Daha sonra fiziksel aktivite olsun diye birinci caddeden yukarı doğru Vatan caddesi’ne kadar yürüdüm.
Dönüşte Demetevler’in sokak aralarında dolaştım. Yolda birçok indsanla karşılaştım. Güzel bir yürüyüş oldu.
Bu muhiti seviyorum. Çünkü Demetevlerde her şeyi bulmak mümkün. Eski zamanlarda benim de büyüdüğüm mahalle anlayışıyla yapılaşmış bir yer. Planlı yapılaşmış olsa da araç park sorunu var caddelerinde.
Yenimahalle güzel bir ilçe ve ben artık Resmen buranın Öğretmeniyim…
Şehir gezilerim devam ettikçe paylaşacağım. Bu günlük bu kadar….